Günlerdir doğudan çıkan bir ateşin Dünya’yı nasıl etkilediğinin farkındalığını yaşıyoruz. ‘’Corona veya Çin virüsü’’ adının bir önemi yok aslında, kendi küçük ama tahribatı büyük bir salgınla terbiye olmuş gibiyiz.
Astrolojiye göre
Satürn temizliği temsil edermiş ve şu sıralarda en yüksek konumdaymış. Ayrıca astrologlar
2020 yılı için çok şey söylediler ama en önemlisi yeni bir ekonomik döngüden
bahsetmeleri. Bu yüzden de bir çok komplo teorileri yazılıyor. Hangileri ne
derece doğru bilmem ama önemli olan bu yaşananlardan, insanların gerekli
dersleri çıkarmaları gerektiğini düşünüyorum. İnsan olarak öncelikle inkar
edeceğiz, kendimize acıyacağız, başkalarına acıyacağız bir direnç hali
göstereceğiz.
Güzel
ülkem, çok badireler atlatan bir ülkedir. Bu konuda tecrübeliyiz de, konu bütün
Dünya’yı ilgilendirince şöyle bir duvara çarpmış gibi olduk. Bu olayla ülkeler,
kendinde neyin eksik, neyin fazla olduğunu daha net görmüşlerdir gibi geliyor. Veee
kapılar kapatılınca herkesin kendi kendine nasıl yalnız kaldığını gözlemledik. Bu
hem ülkeler hem de o ülkede evde tek kalmak zorunda olan insanlar içinde
geçerli oldu. Maddi manevi boyutlarını bütün dünya insanları anladı. Benim güzel
ülkemde gerekli dersleri çıkaracağını umuyorum. Hatta ilk belirtiler başladı
bile. Dün sağlık personellerine alkış tuttuk. Birlik ve beraberliğin
güzelliğini gördüğümüz gibi işini yapan insanlara teşekkür edilmesi gerektiğini
de yaşamak ayrı bir deneyimdi. Artık insanlığın ve ahlakın çığırından çıktığı bu
günlerde bu olayla böyle şeyleri görmekten o kadar mutlu oldum ki. Demek ki ‘Her
şerde bir hayır vardır’ sözünün gerçeklik payı ispatlanmış oldu. ‘Temizlik imandan
gelir’ sözünü teyit ettik. En azından daha da dikkatli olmayı öğrendik. Avrupa da
görülmesiyle artık bu ülkede yaşanmaz diyenlere de ders verircesine Dünya’ nın
uzak yerlerinde olan vatandaşlarımızın ülkeye dönüşlerini seyrettik. Evlatlarımız
için koşuşturduğumuzu savunarak daha iyi ev, daha iyi araba, daha iyi yaşam
için çabaladığımız zamanımızı nasıl yok ettiğimizi gördük. Meğer çocuklarımız için
dediğimiz şeyler yüzünden onların yüzünü neredeyse sadece sabah kahvaltısı
telaşlarında ya da akşam yemeklerimizde bir arada olarak paylaştığımız anlarda
görüyormuşuz. Şimdi evlerimize çekilerek daha kaliteli zaman geçirmeye
başladık. Birbirimizi dinlemeyi, paylaşmayı çoğalttık. Daha çok kitap okuyup
kaliteli filmler izleyerek şimdiye kadar hayal kurup ta yapamamaktan dem
vurduğumuz zamanları yarattık.
Güzel
ülkem, esas senin aldığın ders önemli. Neymiş, kapılar kapandığında ithalat
durur. İthalat durunca hayat da durur. Üstelikte bizim gibi 80 milyon nüfus
için bu kriz demektir. Demek ki üretime daha çok ağırlık vermeliyiz. Daha çok
fabrikalar kurmalıyız. Kendi ürünümüzü kendimiz yapmalıyız. Kapılar kapanınca
nereden alınacak sağlık malzemeleri, nereden alınacak dar gelirlinin yeme kaynağı
olan ekmeğin buğdayı. Kimler bulacak çaresini diye elimizden kaçırdığımız
doktorların çalışmalarını uzaktan izlemekle kalırız. Kendi kendimize
yetmeliyiz. Çözüm odaklı insan olmalıyız elimden ne gelir ki düşüncelerinden çareler üretmeye çalışmalıyız. Şikayet eden
değil, çözümler üreten insanlar olmalıyız. Dünya'nın Corona ile imtihanı inşallah artık biter. Bence herkes yeterince dersini aldı.