15 Temmuz 2016 Cuma

ÖZEL GÜNLER VE HÜZÜNLER


Bayram

Can Yücel


Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan...

Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık...

Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.

Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni
kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...

Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.

---------
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda
karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi,
nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta
ölebilmek bayram..
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun..!








 
BAYRAMLAR VE MATEMLER

Bayramları bayram havasında yaşamayan daha doğrusu yaşayamayan insanlar vardır. Onlar bayramların gelmemesini isterler. Sadece bayramlar değil bütün özel günlerin insanlara dayatılarak kutlatılmaya çalışılmasına anlam veremiyorum. Biraz az dayatalım bu günleri lütfen annesi babası olmayan insanlar için bu günler azap oluyor. Çünkü başkaları için sevinç kaynağı olan bu günler bazıları için sevinç değil acıdır. Böyle özel günleri sevmeyenler vardır. Sevmemenin içinde belki de özel günlerde bir araya gelecek aile ortamı bulamayanlar. Bulamadığı içinde günün sevincini hüzne çevirenler. O günün gelmesi yerine, gelmemesini bekleyenler.

Bu hüzünlerin içinde neler yoktur ki. Belki bir bayram günü kaybettikleri vardı. Belki evladını kaybetmiş bir ana ve baba bayramda evladının gelemeyeceğini bilerek.. Ya da o bayramlarda hiç gelmeyeceğini bildiği eşler, sevgililer vardır. Ama bana en çok üzüntü veren anne veya babasını hiç bilmeden büyüyen çocukların bayram hüzünleri etkiler. Belki de bunda babamın payı çok olmuştur. Çocukken babam bayramlarda hep hırçınlaşır. Bayramlaşmaları çok zoraki yaptığını düşünür anlam veremezdim. Ne zaman ki 37 yaşımdayken annemi kaybettiğim ilk bayramımda babamın evine gittiğimde babamın şu sözü kendi acımı bir nebze unutturdu.

‘’Sen bu yaşta anneni kaybettiğin halde bu bayram sana ne kadar acı geliyordur. Oysaki ben 2 yaşındayken kaybettiğim annemi bayramlarda daha çok özlerdim’’

Daha ne diyebilirim 2 yaşından ve 70 yaşa kadar hiç unutulmayan ama bayramlarda daha bir özlemle aranılan anne. İşte o zaman babamın bayram hırçınlıklarını anlamıştım. Özlüyorsun ve bayramlarda bu özlemler sanki kalbini yırtarcasına katlanıyor, burun direğin sızlıyor ve hüzün kaplıyor her yerini. Bunu ancak kaybı olan kişiler anlar.

Ama bu olay o anda birlikte olduğun kişilerinin sana kattığı sıcak sohbetlerle, ikram edilen kahve ve  tatlılarla bir nebze azalıyor. Çünkü bizler o kayıplarla, yaşadığımız bayramlarımız oldu. Ya babam gibi yaşanmamışlıkları olanlar. İşte onlar için zor.

İnsanlar kendi kayıplarına üzülürken bir anne ve baba olarak çocuklarıyla da bu anları paylaşma gereği duyuyor. Böyle de zıtlıklarla dolu yaşam. Bu yüzden hep diyorum ya ‘hayat bizle var’ ve hayatımızdaki ‘’İyi ki varsın’’larımızla acı ve sevinçte ortak olmak. ‘’An’’ları en güzel şekilde yaşamak gerek.

Yazımı Can yücel’in bir şiiriyle noktalıyorum. Yorumu size bırakıyorum. #HAYAT BİZLE VAR#





Yalnızlığa Dayanırım da
                  Bir Başınalığa Asla

Yalnızlığa dayanırım da bir başınalığa asla
Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka baka
Bir dost arayışıyla
Saat tıkırtısıyla
Korkmam geçinip
gideriz mutlulukla
 AMA
"Günün aydın akşamın iyi olsun" diyen biri olmalı
Bir telefon çalmalı ara sırada olsa kulağımda
Demli çayı bardakta karıştırıp,
Bir başına yudumlamak doyasıya
Ama "çaya kaç şeker alırsın"
Diye bir ses olmalı ara sıra...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder