ŞEHİRLER
Roland Barthes, "Şehirler bir yazıdır, gezenler ise bir
okur” diyerek şehirlerin üzerinde gezenlerin iyi ve bilinçli okur olmasının
şehri yazanların daha özenli ve dikkatli olmasını gerektireceğini söylemektedir.
İşte İtalya'nın Floransa şehri de gezenlerin okuması gereken bir şehirdir. Her metre karesinde buram buram sanat kokmakta ve eserler şırıl şırıl sokaklarda akmaktadır. Şehri yazanlar bu konuda bayağı özenli ve dikkatli olmuşlar. ;)
M. Şerif Onaran da "Bir kentin ruhu varsa, o kenti
şiirinde, yazısında yeniden kuran edebiyatçılar olduğu için vardır"
diyerek şehrin cadde ve sokaklarında, bina ve salonlarında edebiyat, tarih,
musiki ve görsel sanatların izlerini yansıtan medeniyet eserlerinin yapılması
ve şehrin siluetinin sanat eserleriyle bütünleşmiş olması gerektiğini
söylemektedir.
Buna da en güzel örneği İspanya ressam Salvador Dali'nin şehrini örnek vereceğim .Şehre girdiğinizde sizi Dali'nin evi karşılıyor ve şehre oldukça hakim bir konumda bulunuyor. Dali'nin evi bir müze ama bu müzeye girmeniz şehrin ruhunu hissetmenize yetiyor.
Nazım Hikmet demiyor muydu; "iki şey vardır ancak ölümle unutulur: anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü."
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın “Bu Şehir” şiirinde sorduğu soruya
cevap bulabilmeliyiz;
Turgut Cansever de “İnsanın dünyadaki en önemli vazifesi
dünyayı güzelleştirmektir” tespitiyle insanın yaşadığı şehir/kent, kasaba,
mahalle ve köyün özellikle de şehrin medeniyetimizin izlerini taşıması
gerektiğini söylemektedir.
Hacı Bayram Veli'nin şu sözü önemlidir. “İnsan, şehri inşa
ederken aslında taşın toprağın arasında kendisini inşa eder. Gönülde her ne var
ise, şehir olarak görünür. Gönlü taş olanın şehri taş, gönlü aşk ile dolu
olanın şehri gülistan olur”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder